Yabancı ( uluslararası ) öğrenci istihdamı ihracat kapınızın anahtarı olabilir

YABANCI (ULUSLARARASI) ÖĞRENCİ İSTİHDAMI IHRACAT KAPINIZIN ANAHTARI OLABİLİR

Tarih: 12 Temmuz 2019 | Yazar: Özlem Bacak

Bir önceki yazımda, yurt dışına açılmak için bir kaynak olarak, Türkiye’de okuyan ve mezun yabancı misafir öğrencileri ne kadar önemsediğimden bahsetmiştim. Bu yazımda, bu konuda 2016 yılından bu yana yürüttüğüm çalışmalardan ve çıktılarından bahsediyor olacağım. Öğrenciler kendilerini daha çok Uluslararası Öğrenciler olarak taktim etmeyi sevdiği için o şekilde devam edeceğim. Yabancı kelimesini pek tercih etmiyorlar.

Türkiye’de yaşayan uluslararası öğrenciler, bizim değerlerimizdir. Ülkelerine döndüklerinde her biri kamu, özel sektör ya da siyasi mecrada bir göreve gelen bu değerli kardeşlerimiz, Türkiye’den sadece anılarda bahsediyorlarsa ve burayla fiziksel bir bağları kalmıyorsa, servetimizi israf etmişiz, yurtdışına açılan kapılarımızın anahtarını çöpe atmışız demektir.  Misafir öğrencilerimiz henüz burada iken onlar ile bağlarımızı kuvvetlendirmeli ve aramızda sürdürülebilir bir kanal açmalıyız. Bunu başardığımızda; Türkiye’ye bir gelecek umudu ile gelen bu öğrencilere, sektörel tecrübe kazandırmış ve bir meslek sahibi olmalarını sağlamış oluyoruz.

Özellikle Afrika’da firma olarak var olmak için fiziksel olarak da var olmanız gerektiğini biliyoruz. Firmaların, pazarlarını yurt dışına genişlettiklerinde, özellikle Afrika ülkeleri gibi bölgelerde, bazı firma sahibinin ya da çocuklarının, o ülkelerin hepsine giderek oraya yerleşmesi ve işleri yerinden yürütmesi mümkün olmuyor. Bu zorluklar ile nasıl mücadele edebiliriz diye düşünürken, MÜSİAD‘da Dış İlişkiler Koordinatörü olarak çalıştığım dönemde, üyelerimizin de katkıları ile 2016 yılında bir proje başlattım. Proje kapsamında, Türkiye’de okuyan Afrikalı öğrencileri, eğitimlerine uygun olarak MÜSİAD üyesi firmalara stajyer veya part time çalışan olarak gönderiyordum. UDEF gibi yabancı öğrenci dernekleriyle koordineli olarak çalıştığım bu proje ile hem firmaların öğrencileri hem de öğrencilerin işi ve firmaları tanımasını hedefliyordum. Böylece firma; öğrenci mezun olup kendi ülkesine döndüğünde, onu kendi bayisi, projesinin takipçisi gibi değerlendirerek kendisine bir sağ kol yetiştirmiş olacaktı.  Öğrenci de bir meslek sahibi olacak ve ülkesine döndüğünde fiziksel ve duygusal bir bağ ile Türkiye ile iletişimde kalmaya devam edecekti.  Uygulamalar sırasında bazı aksaklıklar ortaya çıktı; şüphesiz bu aksaklıklar bazen öğrenciden bazen işverenden bazen de mevcut sistemden kaynaklı olabiliyordu. Ama bunları düzenleyerek devam ettim ve halen sivil olarak da bu çalışmaları yapmaya devam ediyorum. Ayrıca bazı vakıf, resmi kurum ve derneklere de örnek bir çalışma olması açısından bu çalışmamın çıktı ve raporlarını paylaşıyor, fikrin yayılmasına vesile olmaya çalışıyorum. Farkındalığın gittikçe artıyor olmasını görmek ise mutluluk verici.  Öyle ki bu konu ilgili mecralarda gündeme daha sık gelmeye başlayınca, resmi makamlarda bu yönde bazı olumlu adımlar da atıldı. Örneğin, uluslararası öğrencilere çalışma izni ve kolaylıklar verilmesi noktasında çalışmalara başlandı.  En güncel olanı ise, Sayın Cumhurbaşkanımızın 3 Temmuz’da şu an sayıları bin 500 olan uluslararası öğrencilerin mezuniyet töreninde yaptığı konuşmanın ana başlıklarından bir tanesinin bu eksende olması idi.  Bazı cümleleri sizinle paylamak istiyorum:

‘’Beklentim; bu ülke ve birbirinizle olan temasınızı koparmamanız.’’, ‘”Mezun olan uluslararası öğrencilerin, ülkelerine döndükleri zaman da iletişimi sürdürmesi gerekir’’. ‘’Ülkelerine döndükleri zaman ne yapıyorlar? Adım adım takip ederek ilişkilerini sağlamalıyız; yoksa bir hayrı olmaz.’’, ‘’Biz sizleri, ülkenize döndüğünüz zaman ülkenizdeki Türkiye Cumhuriyeti’nin misyon şefleri olarak görüyoruz.’’, ‘’Mezun derneklerini hızlandırmamız gerek; Türkçe artık sizlerin ortak dilidir. ‘’

Fransızca, Rusça, Japonca, Arapça vs. bilmiyorsunuz değil mi?  Dahası o ülkelerin kültürlerini de yakinen bilmiyorsunuz.  Diğer yandan aileniz ve yerleşik düzeniniz sebebi ile yurtdışında ki bir ülkeye de gidip yerleşebilecek durumda değilseniz; öyleyse sizi, hedeflediğiniz ülkelerde en iyi kim temsil edebilir?  Türkiye’de öğrenciliğini geçirmiş, Türkiye’nin dilini kültürünü öğrenmiş, Türkiye’yi seven, Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi bizim gönüllü misyon şeflerimiz, yani uluslararası misafir öğrencilerimiz aradığınız cevap olacaktır. Yukarıda bahsetmiş olduğum projenin özetini, kaynak olması açısından sizlerle paylaşıyorum. Fakat firma olarak bir projeye dâhil olmaya ihtiyacınız yok; Bab-ı Âlem, UDEF, TADD, gibi dernekler ya da üniversiteler ile temasa geçerek yabancı bir öğrenci istihdam etmek islediğinizi belirtirseniz, size yardımcı olacaklardır. Zaten bir uluslararası öğrenciniz olduğunda ve faydasını gördüğünüzde, kısa sürede, farklı ülkelerden daha fazlasını arıyor olacaksınız. Öğrencilerin özlük hakları ve emeklerinin maddi karşılığı konusunda hassas davranacağınızı düşünüyor olsam da bir hatırlatma olarak eklemek isterim.

Verimli ve bereketli çalışmalarınız olması dileklerimle…

PROJENİN GEREKÇESİ

TANITIM:

AFRİKA PAZARINA, AFRİKALI KARDEŞLERİMİZ İLE BİRLİKTE GİRİYORUZ…

Türkiye’de okumuş ve okumakta olan, ülkemizin dilini, kültürünü öğrenmiş ve artık adeta yurttaşımız olmuş yüzlerce Afrikalı öğrenci olduğunu biliyor musunuz? Bu öğrenciler, eğitimleri bitip memleketlerine döndüklerinde, hepsi birer Türkiye gönüllüsü olarak hizmet vermektedir.

Sizleri kolayca anlayıp iki ülkenin de sorunlarına çözüm bulabilecek bu öğrenciler ile buluşturduğumuz Afrikalı Öğrenci İstihdamı Projesi, sizlere Afrika’da güvenilir bir kapı açacak.

GEREKÇE

Afrika’nın gelecek 30 yılın yeni pazarı olduğu gerçeğinden yola çıkarak, Çin’de artan maliyetler sebebi ile Çinli üreticilerin bile fabrikalarını Afrika’da  kurmaya başladığı kritik bir dönemdeyiz. Medyanın yanlış yönlendirmesi ve Afrika konusunda sadece korku psikolojisi empoze etmesi, kıtanın bilinmediği için çekiniliyor olması, sıtma gibi hastalıkların tedirginliği, Türkiye’deki işverenlerin durumun ciddiyetinin  farkında olmaması   gibi  birçok faktör sebebi ile Afrika‘daki  mevcut potansiyelden yararlanamamaktayız. Bu durum, Türk üreticilerinin bu önemli pazara uzak kalmasına neden olmaktadır.

Bu proje, Afrika özelinde bir pilot çalışma şeklinde başlayıp Türkiye‘de bulunan çeşitli coğrafyalardan gelmiş uluslararası öğrencilerin sürdürülebilir bir iş gücü ve köprü olmasını temin edecek bir formata kolaylıkla evirilebilir.

PROJENİN HEDEFLERİ:

  1. Türk üreticilerinin Afrika pazarında daha etkin şekilde yer almasını sağlamak.
  2. Türkiye’de okuyan uluslararası öğrencilerin ülkemizle  bağlarını güçlendirmek ve bu bağların sürekliliğini sağlamak.
  3. Projenin iş, istihdam ve yatırım odaklı kazançları yanında,  kardeşlik ve dayanışma ruhunu artırması  ve  Türkiye’nin ve Türk ürünlerinin  yurt  dışında tanıtımına  destek olmak.

YÖNTEM:

Proje ilk önce pilot  çalışma şeklinde 20 öğrenci için İstanbul il  sınırları içinde gerçekleştirilecektir.  Bu pilot çalışma ile hem Türk firmaları, hem de öğrenci açısından oluşan olumsuz durumlar değerlendirilecek ve çözümleri ile birlikte 100 kişi için 2.  aşamaya geçilecektir. Bu çalışmada diğer coğrafyalardan gelen uluslararası öğrenciler de projenin içinde dâhil edilmeye başlanabilir. 3.  Çalışma, Türkiye’nin farklı illerinde İstanbul uygulaması model alınarak gerçekleştirilecektir.

Pilot çalışma için Türkiye’deki üniversitelerin lisans son sınıf, yüksek lisans ya da doktora öğrencilerinden Sahra altı Afrika’sı  kökenli gençlere okul  sırasında part time çalışma imkânı sağlanarak okul sonrası çalıştıkları şirketlerin Afrika’da yaptıkları yatırımlarda istihdam edilmek  üzere  yetiştirilmesi yöntemi uygulanacaktır.

Projeye uygun, güvenilir öğrencilerin seçilmesi noktasında, akredite uluslararası öğrenci dernekleri ile birlikte çalışılabilir.

Afrika’nın farklı ülkelerinden güvenirliği belirtilen kurum ve kuruluşlar tarafından refere edilmiş, mülakatlar sonucu olumlu not almış öğrenciler için bir grup listesi oluşturulacak ve eşleştirmeleri yapılacaktır.

Öğrencilerin,  mezun oldukları bölümlere uygun olarak çalışmak istedikleri alanları seçmesi sağlanacaktır.

Öğrenciler, seçtikleri alanlarda en az 1 yıl süre ile part time veya stajyer olarak çalışarak, firmayı ve işi öğreneceklerdir.

Aynı şekilde firma sahibi de öğrencinin kabiliyetini ve güvenilirliğini test etmiş olacaktır.

Bu şekilde işverenin Afrika’ya sürekli seyahat etmesine gerek kalmayacak, can güvenliği korkusu önyargısı taşımayacak, firmasının bir şubesi,  işi bilen güvenilir birisi tarafından o ülkede ve çevre ülkelerde yürütülüyor olacaktır.

 İkinci çalışma için seçilen öğrencilerin taşıdığı kriterler şu şekildedir:  

-Öğrencinin üniversitelerin lisans son sınıf, yüksek lisans ya da doktora öğrencisi olması

-Türkçe bilmesi

-Girişimci bir  karaktere sahip, güvenilir bir kişi olması

Açık görüşlü ve  kolay kavrayabilme becerilerinin olması

SORUMLULUKLAR:

1-İşveren, part time çalıştırdığı öğrenciye gelecekteki ülke/bölge sorumlusu, bayisi, distribütörü vs.  gözü ile bakarak özenli bilgilendirmeyi çalıştırdığı süre boyunca yapar.

2-İşveren, part time çalıştırdığı öğrenciye en az  asgari ücret üzerinden çalıştığı gün sayısınca ücret ödemesi yapar.

3- 2 ay sonunda memnun olmayan işveren, öğrenciyi değiştirmeyi talep edebilir. Öğrenci de benzer şekilde 2 ay sonunda firmayı değiştirmeyi talep edebilir.  İsteği karşılanamayan taraf,  programdan çekilebilir.

4- İşveren, öğrenci mezun olduktan sonra ülkesine döndüğünde,  üreticinin  sektör ve gerekliliklerine göre ürünlerinin satışını yapabileceği ortamı part time çalıştırdığı öğrenciye temin eder veya destek olur. (Afrika, ürünün birebir temas edilerek satışının yapıldığı bir ülkedir. Ürünleri gördükten sonra satılmayacak  ürün olmamasına karşın, katalog ya da internet ortamında satış yapmak nerede ise imkânsızdır.  Bu yüzden firma, öğrenciye  pazara giriş için kendi inisiyatifine ve ürün cinsine göre belirli miktar ürünü tedarik eder.)

5-Firmalar, T.C Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yönetmeliğine tabidir. http://www.calismaizni.gov.tr/

Leave a Reply

Your email address will not be published.